Oyun

 

 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismi ile

 

64- Bu dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, gerçek hayat odur. Ama bilselerdi.

Ankebut Sûresi

 

 

Gürîzân

Gürîzân Farsça bir kelime.

Kaçan mânâsında.

Anlamı yanına gelen kelimelere göre değişir.

Gerçek ismim ise, Türkçe'de kelime olarak çok fazla kullanıldığı için hiç araştırma lüzûmu hissetmemişim. Türkçe zannediyordum. Zaten ilkokulda ismimden bir çok kişi vardı sınıfta ve ayırd edilmek için bir lakab takılmıştı bana. Diğerleri nasıl oluyorsa ayırd ediliyordu da bir ben edilmiyordum nedense. Sesiniz soluğunuz çıkmıyorsa her yerde eziliyorsunuz zaten. Öğretmenler de ömür boyu iyi hatırlanmak istiyorsa, çocuklara lakab takmasınlar.

Okul hayatım bitince bu sorunum bitti zannetmeyin. Hep içimde kalmıştır bu zorbalık. Bakın buraya bile sitem ediyorum. :)

Neyse artık gerçek ismimle de barışığım. Çünkü biraz geç de olsa ismimin Farsça olduğunu öğrendim. Arabî harflerle yazılabiliyor olması hoşuma gidiyor çünkü.

Kuşlar

 

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismi ile

 

41- Görmedin mi, gökte olanlar, yerdekiler, havada kanat çırpıp süzülen kuşlar, hep Allah'ı tesbih ediyorlar. Her biri duâsını ve tesbihini bilmiştir. Allah da onların bütün yaptıklarını bilicidir.

Nur Sûresi

 

Amarant-mış İsmi

Bu fotoğrafı çektiğimde bilmiyordum.

Bir çiftçi televizyonunda tohumlarının yendiğini öğrendim. Netten bitkisini araştırdığımda bu çiçek çıkınca şaşırdım doğrusu. Süs bitkisi olarak parklara bahçelere ekilen bu bitkinin yaprakları da ıspanak gibi yeniyormuş. Bir daha karşılaşırsak tadına bakacağım. :)

Soru İçinde Cevap

Bir soru sordu.

Kırmadan dökmeden bir cevap verdim. Ama bu sorular beni incitiyor onda şüphe yok.

Neden insanlar arasına fazla karışmadığımın cevabıydı işte bu soru da.

Hediye

 

 

Birisi birine bir hediye vermiş.
Beğenmemiş, başkaları yanında anlatıyor.
O başkaları arasında malesef ben de varım.
Hiç yakıştıramıyorum ama ses de etmiyorum.
Biliyorum ki beni dinleyen olmayacak.
Sivrilmekten de bıkmış durumdayım.
Diğeri "Aaa! seni görmüyor mu?" diyor. Yani sana nasıl layık bulmuş demek istiyor.
Hediye olarak ne vermesini istiyordun? Kaç paralık hediye vermesi lazım gelirdi? demiyorum.
Sadece içimden geçiriyorum.

Hediyeleşin ki birbirinizi sevesiniz hadisi şerifi nerede kaldı acaba?

Kandil

 

35- Allah, göklerin ve yerin aydınlatıcısıdır. O'nun nurunun temsili (yani mü'minin kalbindeki sıfatı) sanki bir kandil yuvasıdır ki, içinde lamba var. Lamba cam bir muhafaza içinde, o cam muhafaza sanki inci gibi bir yıldız. Bu lamba, doğuya da batıya da nisbeti olmayan mübârek bir ağaçtan, zeytin (ağacının yağın)dan tutuşturulup yakılır. Onun yağı, kendisine ateş değmese de neredeyse aydınlık verecek. Nur üstüne nur! Allah, kimi dilerse onu nuruna eriştirir. Allah, insanlara böyle misaller verir (ki, ibret alıp imana gelsinler). Allah, her şeyi bilicidir.

Nûr Sûresi

 

 

Gördüğünüz fotoğrafın olduğu yerde iken aklıma yukarıdaki ayet-i kerime geldi.
Orada bulunduğumda kimselerin olmadığı bu sessizlikte.
Elhamdülillah diyorum şimdi.
Orada bu ayetini aklıma düşüren Rabbime.

 

 

Çift Gökkuşağı

 

 

Ben pencereden gökyüzünün ne kadar karamsar bulutlarla kaplı olduğuna bakarken, yeryüzünde çocuklar kaçan balonlarının arkasından mutlu çığlıklar atıyordu. Ben de balonu izlemeye başladım. Bu arada karamsar bulutlar çekilmişti bile. Bir de ne göreyim. Silik bir gökkuşağı. Gitgide belirginleşti. 

Geçenlerde yazdığım "kamer" yazısının ertesi günü çift gökkuşağı görmek beni de hayrete düşürdü. Daha önce hiç görmemiştim. 

Rabbimiz her şeyi çift yarattığını buyurmuyor mu? İşte.

Kıraat

Yıllar sonra tekrar eline alırsın.

Halbuki okumuşsundur, aynı kelimelerdir, değişme ihtimali yok sanırsın.

Ama sen artık aynı olmadığından başka şeyler anlarsın.

Bu zevk başka hiç bir şeyde yok, demekten kendini alamazsın.

Renkli Hayatların Arkasındaki Zarar

 

 

Taştan, topraktan çok plastik var.